Wimbledon 2023: İlk kez şampiyon olacak biri çıkabilir mi?
İster Şampiyona’ya bilet alabilecek kadar şanslı olun, ister elinizde Pimm's veya alternatif içeceğinizle (ya da belki sadece klasik çilek ve krema) Merkez Kort'un güneşinde bronzlaşın, ister oturma odanızın rahatlığından izliyor olun, bu yılki Wimbledon, spor takviminde kaçırılmayacak bir etkinlik daha vadediyor.
3 Temmuz, Pazartesi günü, 136. kez düzenlenecek tarihi turnuva, hem erkekler hem de tekler ana çekilişinin yanı sıra tekler ve karışık çiftler müsabakalarıyla başlıyor. Wimbledon 2023'e sayılı günler kala, tecrübeli şampiyonlar, yeni gelenler, elemeyi geçenler ve jokerler tarih kitaplarındaki yerlerini almak ve 44.700.000 £ (hem Erkekler hem de Kadınlar tekler şampiyonlarına 2.350.000 £ ödül verilecek) toplam turnuva para ödülünden paylarını almak için yarışıyor.
Hadi Son turnuvaların önemli başlıklarına bir göz atalım ve hangi oyuncuların şampiyonluk mücadelesi için en iyi konumda olduğunu değerlendirelim.
ATP tarafından başlarsak işler bu noktada biraz tahmin edilebilir hâle geliyor, ancak erkekler şampiyonluğu için Novak Djokovic'i geçebilecek biri var mı? Son Fransa Açık Şampiyonu (Paris topraklarındaki üçüncü şampiyonluğu) rekor kırarak 23. Grand Slam'e ulaşan raket, tüm zamanlar yarışında büyük rakibi Rafael Nadal'ı bir adım geride bıraktı. Takvim yılı Grand Slam'i için iki galibiyet ve iki mağlubiyetle yoluna devam eden Sırp oyuncu, etkinliğe kendine güvenerek geliyor ve bu başarının nadirliğine rağmen (1969'da Rod Laver'dan bu yana hiçbir tek erkek oyuncu bir takvim yılında dört ana turnuvanın tamamını kazanamadı) seti tamamlama şansına güveniyor olacak.
Yedi kez Wimbledon şampiyonu olan ve Tomas Berdych karşısında emekliye ayrılmak zorunda kaldığı 2017'den bu yana turnuvada yenilmeyen oyuncu, üst üste beşinci şampiyonluğunu kovalıyor. Bir kez daha tarihe geçmek için oynuyor ve sekiz şampiyonlukla Roger Federer'i, 24 şampiyonlukla da Margaret Court'u geçmeye çalışıyor.
Djokovic'in şampiyonluk için en muhtemel rakibi kesinlikle yeni Dünya 1 numarası Carlos Alcaraz'dan başkası değil. Murcia'dan gelen 20 yaşındaki oyuncu, henüz yeni başlayan ancak inanılmaz derecede başarılı kariyerinin ilk çim kort şampiyonluğu ile ısınma turnuvalarının en yüksek profilli turnuvası olan Queen's Club Şampiyonaları’nda kazandığı zaferin ardından Wimbledon'a katılmaya hak kazandı. Alcaraz, ilk seti kaybettiği açılış turu maçına yavaş bir başlangıç yaptıktan sonra Londra çimlerinde hızla kendini buldu. Forehand vuruşunda saatte 100 mil hıza ulaşan müthiş gücü, tecrübeli tenis yorumcusu Andrew Castle'ın "daha önce böyle bir şey görmediğini" ve "raketten çıkan sesin çok yıkıcı bir vuruş olduğunu" söylemesine neden oldu.
Queen's'i kazanarak Alcaraz, 2000 yılında Leyton Hewitt'ten bu yana Wimbledon öncesi çim kort turnuvalarından birini kazanan en genç oyuncu oldu ve şimdi en tarihi Grand Slam'e ilk kez en iyi seri başı olarak giriyor, ancak kendisi de bu sıralamanın önemini küçümsemekte hızlı davrandı: "Elbette Wimbledon'dan önce 1 numaraya yükselmek size ekstra motivasyon ve Wimbledon'a girerken ekstra güven veriyor. Ancak Wimbledon'da 2 ya da 1 numara olarak oynamam çok fazla şeyi değiştirmiyor.”
Bununla birlikte, yıllar boyunca Queen's, oyuncuların topraktan sonra yüzey değişikliğine uyum sağlamaları ve çimde güven kazanmaları için önemli bir hazırlık turnuvası olduğunu kanıtladı, özellikle de Roland Garros'tan sonraki dar dönüş süresi göz önüne alındığında bu oldukça önemli. John McEnroe, Lleyton Hewitt, Rafael Nadal ve Andy Murray gibi birçok ünlü şampiyonun SW19 adresinde zafere ulaşmadan önce Kraliçe'nin kupasını kaldırmış olması, rakamların önemini ortaya koyuyor. Alcaraz bu listeye adını ekleyebilecek mi?
Çim kortların büyükleri Federer ve Pete Sampras'ın eski antrenörü Paul Annacone'ye göre Alcaraz, Djokovic'e meydan okuyabilecek en donanımlı isim ve "pek çok şekilde zarar verebilir" diyor. Ancak en son karşılaşmalarında, Sırp oyuncuyla karşılaşmanın zihinsel ve fiziksel gerginliğinin Alcaraz'a Fransa Açık'ta çok beklenen yarı finalde kramp girmesine neden olduğu unutulmamalı. Carlitos'un beş setlik mesafede gösterdiği dirençle ilgili soru işaretleri devam ediyor, bu zor durumdan güç kazanıp kazanmadığını göreceğiz.
Erkekler kurasında dikkat çeken diğer isimler arasında daha önce iki kez şampiyon olan Andy Murray de yer alıyor. Andy Murray, daha düşük sıralamalı Challenger Tour'da iki şampiyonluk da dahil olmak üzere arka arkaya 10 galibiyetten oluşan etkileyici bir seriye rağmen, Şampiyonasında sıralamasına girmeyi kıl payı kaçırdı. Queen's'te ilk turda elenmesi, Britanyalı oyuncunun sıralamada İlk 30'a girmek için gerekli puanları toplama şansını sona erdirdi ve artık seri başı olma koruması olmadan kura şansına güvenmek zorunda kalacak, ancak Murray her oyuncu için tehlikeli ve seri başlarının kaçınmak isteyeceği bir rakip olacak.
Bu arada, Almanya'daki Halle Açık'ta nispeten daha az tanınan Alexander Bublik, Jannik Sinner, Alexander Zverev ve Andrey Rublev gibi dört seri başı rakibini devirerek şampiyonluğa giden yolda baskın bir servis performansı sergileyerek zengin bir form yakaladı. Rusya doğumlu Kazak oyuncu, serisini sürdürmeyi ve daha önce hiç ikinci haftaya ulaşamadığı Wimbledon'da derin bir seri yakalamayı umacak. Merak uyandıran bir diğer soru ise Roland Garros'ta finale kadar yükselen Norveçli Dünya 4 numarası Casper Ruud'un ne kadar tehlikeli olabileceği. Son 12 ayda üç Slam finali oynayarak turun en istikrarlı oyuncularından biri olan Ruud, All-England Club'da önceki en iyi derecesini (2. Raunt) geliştirmek isteyecek.
Erkekler kurası daha çok kapalı bir dükkan gibi görünürken, kadınlar alanı çok daha açık görünüyor. Dünya 1 numarası Iga Swiatek'in henüz çim kortta kendini kanıtlayamadığı söylenebilir, ancak unutulan ya da daha az tanınan bazı rakipler de şampiyonluk için sıkı bir şekilde değerlendirilmeli. Paris'in toprak zemininde Swiatek açık ara favori olsa da kadınlar oyununda Djokovic'in son on yılın büyük bölümünde Wimbledon'ın kontrolünü ele geçirdiği şekilde eşdeğer bir baskın çim kort oyuncusu bulunmuyor. Son beş tek kadınlarda beş farklı şampiyon görüldü (Serena Williams 2016'da Wimbledon şampiyonluğunu koruyan son kadın oyuncuydu) yeni bir Tek Kadınlar şampiyonu görebilecek miyiz?
Dikkat edilmesi gereken formda oyuncular arasında, Almanya Açık'ta kariyerinin 31. şampiyonluğunu elde eden Petra Kvitova da yer alıyor. Tecrübeli bir yarışmacı olan 33 yaşındaki Çek oyuncu, Wimbledon'ı iki kez kazanarak güçlü bir çim kort siciline sahip olsa da son yıllarda sporun en üst noktasında unutulmuş bir isim haline geldi ve dokuz yıl önce gelen ikinci ve son Grand Slam zaferiyle 2019'dan bu yana bir Slam finaline ulaşamadı. Yine de Kvitova'nın yeni bir soluk aldığı ve bu yıl etkileyici sonuçları bir araya getirdiği görülüyor. Almanya Açık zaferi, nisan ayında finalde Dünya 3 numarası Elena Rybakina'yı mağlup ettiği Miami Açık'tan sonra bu yılki ikinci şampiyonluğu. Çek solak tenisçinin üçüncü Wimbledon şampiyonluğunu elde etmek için 2014'te yaptığı gibi, kuradan güçlenerek çıktığını görebilecek miyiz?
Rybakina, Wimbledon'a son şampiyon olarak geliyor ve kesinlikle öne çıkan favorilerden biri olmalı, ancak bu hafta Eastbourne International'dan çekilmesi Wimbledon öncesinde endişe kaynağı olmalı. Moskova doğumlu Rybakina, Fransa Açık'a katılımını yarıda kesmesine neden olan bir virüsün etkilerini hala atlatmaya çalışıyor ve Şampiyona öncesinde daha fazla dinlenmeye ihtiyaç duyduğunu gerekçe göstererek Eastbourne'dan çekilme kararı aldı. Unvanını tam teşekküllü ve engelsiz bir şekilde savunabilecek fiziksel durumda olup olmayacağı henüz belli değil.
Diğer ana rakip ise kesinlikle şu anki Avustralya Açık şampiyonu ve Dünya 2 numarası Aryna Sabalenka olmalı. Swiatek ile birlikte bu yılın formda oyuncularından biri olan, Madrid Açık'ı kazanan ve Roland Garros'ta yarı finale kadar yükselen Belaruslu oyuncu, geçen yılki turnuvadan vatandaşları ve Rus oyuncularla birlikte men edilmesinin ardından kanıtlaması gereken bir noktaya sahip olacak. Kağıt üzerinde Sabalenka çim zemine çok uygun bir oyuna sahip; güçlü yer vuruşları ve büyük servisleri kaygan yüzeyde kayıyor ve top alçaktan sektiği için atışların geri dönüşü çok zor oluyor. Sabalenka'nın ilk hedefi, 2021'de elde ettiği en iyi yarı final sonucunu geliştirmek olmalı.
Letonyalı eski Dünya 5 numarası Jelena Ostapenko (son Birmingham Classic'in galibi) Grand Slam kazanan siciliyle etkinliğe gelen bir başka oyuncu (2017'de Fransa Açık'ta zafer kazandı). Birmingham'da üç setlik birkaç zorlu maçtan galip ayrılan Ostapenko, önümüzdeki hafta öncesinde çim zeminde çok değerli bir özgüven kazandı. Daha önce SW19'da yarı finalist olan Ostapenko, bu ivmeyi sürdürmeyi ve Wimbledon'da derin bir seri yakalamayı umacak.
Her zaman olduğu gibi, yılın bu üçüncü Grand Slam'i öncesindeki hikayeler ve anlatılar büyüleyici ve sürekli değişiyor. 1xBit ile dünyanın dört bir yanından en önemli spor etkinliklerinden daha fazla sıcak haber için bizi takip etmeye devam edin!